..................başlamak yeniden...

3

siz bilmezsiniz kuytu köşelere sinip tehlikenin geçmesini beklemenin ne demek olduğunu… peşinde sürekli birinin varlığı ile rahat hareket edemememin ve bu durumun bedeninizi nasıl bir cendereye hapsettiğini de bilemezsiniz…özgürlük sandığınız şeyin aslında kocaman bir tutsaklık olduğunu anlamanız benim gibi uzun süre aldıysa vay halinize… ensenizde sürekli aynı soluğu hissediyor olmanız kendinizi yalnız sandığınız zamanlarda nasıl can yakar hissedebilir misiniz? peki tam "yüreğim konuştu oh ne güzel başka söze ne hacet" dediğiniz anda haklı olduğunuz için canı acıyan birinin; herhangi bir tavrı veya konuşması üzerine kanayan yaranızın üzerine birazcık da tuz serpiyor olmasına ne dersiniz? yazdığınız her kelime yüzünden sürekli yargılanıyor olmak da cabası… bilir misiniz tüm bunları? bilirsiniz elbette... insan olma sıfatını taşıdığımız sürece bu tip soruların cevabını herkes kendince verecektir eminim…


şimdi bu dört tarafı beyaz yerde buldum kendimi… bir gece ansızın karar verdim ve topladım pılımı pırtımı; başka bir şehre, başka bir isimle, başka bambaşka hayatlara taşıdım kendimi… bu blogu da tabi… olan yılların emeğine, yılların yaşanmışlığına ve bana göre çok ama çok kıymetli olan altmış üç kişiye oldu… onlara bir veda mektubu yazdım kendimce , anlatmaya çalıştım içinde bulunduğum durumun inceliğini… beni bilenler anladı bilmeyenler sessizce terk etti …
Eski semmy KAYRA oluverdi birden...


ısınır mıyım bilmiyorum şimdi bu dört duvara lakin bir yerden başlamak gerek… duvarlara biraz renk katmalı, yeni temalar bulmalı, yeni yazılar yazmalı ve bağırmalı avazı çıktığı kadar :
KORKUNUN TEK KORKUSU KORKUTAMAMAKTIR diye...

..................anlaşılır gibi değil...

0











Gelin hele söyleyeceklerim var… burası sizin için özel tasarlanmış bir mekan. Dilerseniz yatarak dinleyebilir, dilerseniz ayakta, dilerseniz de şu kenarda gördüğünüz şiltelere oturarak dinleyebilirsiniz beni… kaç zamandır aklımdaki minik metinlerden şimdi size kocaman bir cümle kuracağım… telaş etmeyiniz her şey kontrolümün altında ya da ben öyle zannediyorum… çok kırgınım size… hepinize… beni boş vaadlerle kandırdınız zira… en son gerçekten ne zaman istendiğimi, anlaşıldığımı, sevildiğimi unutturdunuz…beni ben yapan gerçeklerden soğuttunuz beni... hayatın anlamı saydığım şeylerden kopardınız… yine de gülebiliyorum size… işte o cümle :
kuaföre girdim bir kel gördüm ve artık onu örnek alıyorum…



ne oldu anlamadınız mı?